Akşener: “İstanbul ve Ankara Dahil Her Yere Ayrı Ayrı Gireceğiz”
İyi partiGenel Lider Meral Akşener “İstanbul ve Ankara dahil her yere ayrı ayrı gireceğiz. Ben de buna katılıyorum. Şimdi bunu Genel Yönetim Kurulumuz’a getireceğim” dedi. Akşener, “Altılı masada eski ortağınızın partisinin İstanbul ve Ankara’yı kaybetmesini göze alır mısınız?” sorusu üzerine, “Hepsini göze alıyoruz. Öyle adaylar çıkaracağız ki belki bizimki seçilecek.” “
İyi partiGenel Lider Meral Akşener Fatih Altaylı’nın Youtube kanalına konuk oldu. Akşener, gizli tanık iddiaları nedeniyle 2016 yılında hakkında açılan FETÖ soruşturmasına ilişkin şunları söyledi:
“8 klasör dolusu dosya ve bir hukuk katliamı var. Ne zaman açıldı biliyor musunuz? 17 Temmuz 2016’da yani darbeden 2 gün sonra açıldı. İddia şu: O gece televizyondaydım. , sosyal medyada dedim ki: ‘Umarım bu darbe başarılı olur, umarım Tayyip’ dedim, ‘Erdoğan Menderes’in olacak.’ Bunun üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na dava açıldı.Aradan bir süre geçtikten sonra Cizre’de tutuklu bulunan bir PKK şüphelisi uzun süre konuşturuldu.Çok ilginçtir ki hiçbir ismi hatırlamamaktadır.Diyor ki; Meral Akşener FETÖ derslerine giden Fetullah Gülen’in parti kurma ya da MHP’nin başına birini atama isteği tam ortasındadır. Yani FETÖ’nün emrinde olan bir kişiydim. Bunu söyleyen PKK’lı beraat etti. Savunma emri var. Ancak belgenin ilerleyen kısımlarında PKK’lının ismi de yer alıyor. Rain’in kod adından sonra gerçek adını öğreniyoruz.
Başkası haber veriyor. Sinirlenen rapor vermiş ama o raporda şöyle bir şey var. Sayın Tuğrul Türkeş, ben Sayın Süleyman Soylu, bizim FETÖ üyesi olduğumuz ve hakkımızda soruşturma açılması gerektiği yönünde bir iddia var. Dokunulmazlığım olmadığı için ayrıldım, diğer ikisinin dokunulmazlığı olduğu için Meclis’e gönderilecekleri söyleniyor. Onlara ne olduğunu bilmiyorum. Yani tüm bunlardan oluşan bir saçmalık ve 5 dakikada öğrenilebilecek bir durum açık tutuldu. 2019 yılında ani bir kapanma yaşandı.
“BENİMLE YOLCULUK OLAN HERKES ARAŞTIRILIYOR”
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin görevlendirdiği kişi olarak Polonya’ya gittim. O uçaktaki tüm yolcular vatandaşlık numaralarıyla birlikte araştırıldı. Daha kötü bir şey var. 2014 yılında eşim ve arkadaşlarımla bir geziye çıktık. Oradaki uçaktaki herkes soruşturuldu. MASAK oğlum, eşim ve muhtemelen gelinim hakkında her şeyi araştırdı. Daha da kötüsü 2018 yılında cumhurbaşkanı adaylığı sürecimde bana yardımcı olan herkes, örneğin 14 lira 40 lira gönderen kişi detaylı bir şekilde soruşturuldu. Küçük yardımlar araştırıldı. Adını vermeyeceğim Ergenekon’dan yargılanan iki asker kampanyaya yardım gönderdi. İçlerinden biri general. İkiniz de o dosyada ne yazdığını biliyor musunuz? Ergenekon Terör Örgütü Sanığı… FETÖ’yü araştırırken yazıyor bu. Bütün bunlar 2019’da bitti. Dava 2023’e kadar ertelendi.”
Altaylı’nın “Acaba Erdoğan’la aynı fikirde mi?” tartışmaları yaşadığını hatırlatan Akşener, şöyle konuştu:
“Ailem sürekli saldırıya uğradı. O zaman kabul etmedim, şimdi neden Tayyip Bey’le anlaşayım? Bana Başbakan Yardımcılığı teklif edildi. Bugün kabul edecek miyim? HDP üzerinden PKKizm, algı yönetiminde bu daha etkili. Çünkü artık vatandaşlar şunu söylemeye başladı: “Bu hanımefendi bir kadın. kaç yıldır açıkta hiçbir şey yok, dokunulmazlık yok. FETÖ’cüyse tutuklayın”. Çok takıldım. Bu seçimde de bana FETÖ’cülükle ilgili soru gelmedi. Ama fark edeceksiniz ki 45 ilde miting yaptım, Sayın Bakanımla oraya gittim. Mansur çoğunluktaydı. İkimiz de oradaydık. PKK’ya, HDP’ye cevap vermemiz gerekiyordu. Kandil iddialarına cevap vermemiz gerekiyordu.”
“İKİ ARKADAŞIMIZDAN BİRİNİ ADAY OLABİLİRSENİZ BİZ DE VARIZ AMA DİĞERİNİ ÇEKİN. İKİ ARKADAŞIMIZI DA GERİ ÇEKİN DEDİM”
Akşener, adaylık sürecinin ertelenmesi ve masadan kalkma sürecine ilişkin soruya şu yanıtı verdi:
“İki yıl önce masa yokken, yeni kurulan Sayın Fatih Erbakan’ın partisi dahil tüm siyasi partileri ziyaret ettim. 4 kişi gitti. Sayın Cihan Paçacı, Sayın Koray Aydın, Sayın Uğur Poyraz ve ben oradaydık. Sayın Davutoğlu’na, Sayın Gültekin Uysal’a, Sayın Ali Babacan’a ve Sayın Temel Karamollaoğlu’na bir soru sordum: ‘Sayın Kılıçdaroğlu aday olduğunu söylese ne yaparsınız?’ şeklinde cevaplar aldım oradan. Daha sonra bu tur bittikten sonra Sayın Salim Ensarioğlu da yanımızdaydı. Aldık. Siz CHP’nin adayısınız, biz sadece destek verdik. Size bir şey soracağım dedim. morali bozulan seçmenin yanında yer alıp destekçi oldukları bir duruma gidiyoruz. Çünkü bu iki arkadaştan birini aday gösterebilirseniz biz buradayız. Ama diğerini geri çekin. Her ikisini de aday göstermeyecekseniz ikisini de çekin. Bunlardan Kemal Bey, siz onların amirisiniz dedim. 5’imiz, 5’imiz şahit. Ben böyle olacağını düşünmüştüm. Ama sonra Sayın İmamoğlu Türkiye’ye geldi. Sayın İmamoğlu’na büyük bir sevgi ve sempati. Mansur Yavaş oldu.”
Akşener, 20 Ocak 2020’de başladığı il ve ilçe ziyaretlerinde gittikleri her yerde Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın isimlerini duyduklarını belirterek, “Aksaray’da, Niğde’de, Trabzon’da söylüyorlar. Bu giderek arttı. Hakkari Mansur Yavaş ‘ dedi.
“TEKLİFİMİZ HER TARAFIN GÜVENDİĞİ BİR ANKET FİRMASINI GÖSTERMESİ VE ARAŞTIRMASI VE KİMİN SONUÇLARINI KABUL ETTİRMESİ OLDU”
Akşener, 2 Mart 2023’te gerçekleşecek Altılı Masa toplantısı öncesinde yaşananları şöyle anlattı:
“Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu yanımıza geldi, aday hakkında ne düşündüklerini sordum. Ben de DEVA Partisi’ne giderek ne düşündüklerini sordum. Saadet Partisi’nin ev sahipliği yaptığı toplantıda karar açıklandığında Adayın nasıl seçileceği ile ilgili açıklama yapıldı, ben de Genel Yönetim Kurulumuzdan biriydim, onun için yetki aldım, bana verilen yetki 2 arkadaşımın çok önde olmasıydı, isimlerini söylerdim ve sıraya girerdim. Başkalarının söyleyeceği isimlerle, teklifimiz her iki tarafın da güvendiği bir anket şirketini gösterip araştırma yapmalarını sağlamak ve sonuçta kim ortaya çıkarsa onu kabul etmekti.
“YÖNTEM HAKKINDA KONUŞMAYI BEKLİYORUM”
Ayrılırken yol hakkında konuşmayı bekliyordum. Ancak konu bir anda ‘Kim aday olmalı’ sorusuna dönüştü. İlk sözü Gültekin Bey’e verdiler. Gültekin Bey, Kemal Bey’e söyledi. Daha sonra Ali Bey’e verildi ve ‘Kemal Bey’ dedi. Temel Bey ‘Kemal Bey’ dedi. Sayın Davutoğlu, ‘Sn. Sayın Akşener aday olmadığı için Kemal.’ Sıra bana geldiğinde böyle bir yetki almadığımı söyledim. Bunun doğru olduğunu düşünmediğimi söyledim. Türkiye’yi iki kez dolaştım, bu iki arkadaş babamın oğulları değil, onları meşhur eden, aday gösteren, seçilen ben değilim. Sevk görevlisi CHP ama gittiğim yerlerde bu tarz yerleri gördüm. Benim yetkimdir diyerek sistemimizi önerdim. Bunu kelimelere döktüğümde gökyüzüne bakma haliydi. Ardından Sayın Kılıçdaroğlu şunları söyledi; ‘Meral Hanım imzalamazsa 5 kişi imzalayalım, çıkalım.’ Dosyamı da aldım; “Peki o zaman sana şans diliyorum” dedim.
Sonra beni durdurdular ve denildi ki; “Madem böyle bir yetkiniz var, o zaman Kemal Bey’i partinize alın.” Şimdi bu öyle bir duygu ki bunu çok dürüstçe söylüyorum. Bir yanda kızınızın yaşındaki çocuklar titreyerek bize bakıyor, diğer yanda 82 doğumlu oğlum o yaş grubundan bıkmış durumda. … Bir yandan aklınızdan başka bir şey geçiyor, yani ortada gördüğünüz bir şey, yani doğru yönetilmeyen bir sistem var, ben de ‘Tamam’ dedim. O meşhur kağıdı imzalayıp çıktım, hemen gelip arkadaşlarımla konuştum. Biri daha yumuşak, biri daha sert olmak üzere iki konuşma hazırladım.
“YANDAŞ MEDYA İLE CHP’Yİ DESTEKLEYEN MEDYA AYNIYDI VE MUHALEFETİNİ KONUŞUYORDU”
Akşener, 3 Mart’ta İYİ Parti aracılığıyla medyaya yansıyan haber ve iddialarla ilgili şunları söyledi:
“Alija İzzetbegoviç’in bir sözü var: ‘Ne zaman ölürüz? Savaşı kaybettiğimizde değil. Düşmanımız ya da rakibimiz gibi olduğumuzda.’ Ben ne gördüm biliyor musunuz? Mücadele yanlısı medya ile CHP’yi destekleyen ve kendisine muhalif diyen medya tamamen aynı. Aynı şeyi Sayın Ekrem İmamoğlu ile Saraçhane meselesinde de yaşadım. Görmedim. öyle bir çirkinlik ki. 28 Şubat’ta yaşadım, o dönemin medyasıyla aramız bozuktu. “Bir kişi benim namusuma, namusuma, aileme kasteden bir şey söylemedi. Ama bu süreçte bunları gördüm. Tayyip Erdoğan’la anlaştı diyebilirsiniz, bu başka bir şey ama ‘yalan söyledi’ dediler. Seçilen sözcüklerdeki pislikten bahsediyorum.”
Masaya dönme sürecini anlatan Akşener, “Pazar akşamı iki belediye başkanı yanıma geldi ve seçenekler onlardan geldi. Bu iki belediye başkanına yardım edin diye öneren ben değilim, yanlış anlaşılmasın. Kabul ettim.” bu ve tek şartım Kemal Bey’in bundan bilgi sahibi olduğunu kanıtlamaktı.’Ertesi gün arkadaşlarıma bu teklifimi anlattım. Rıdvan Uz, Tolga Akalın, Bilge Yılmaz ve Ümit Dikbayır dışında herkes bu fikre evet dedi.”
“DIŞARIDA 10 BİN KİŞİ HEYECANLI AMA MASADA OLANLARIN BAĞLILIKTAN HABER OLMADIĞINI ÖĞRENDİM”
Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve Yavaş ile otelde görüştüklerini belirterek, iki belediye başkanının icracı ve yetkili başkan yardımcıları olduğunu doğruladı. Meral Akşener, sözlerine şöyle devam etti:
“Buranın ötesi çok vahim… Gittim, dışarıda onbinlerce insan heyecanlıydı ama masadakilerin haberi olmadığını öğrendim. Önce kağıdı imzalıyoruz dediğimde Temel Bey ‘Ne oldu’ dedi. yapıyor muyuz?’ Sonra Ali Bey ‘Böyle bir şey olamaz’ dedi, ben de şaşırdım.Daha sonra Kemal Bey’in teklifini otelde teyit ettiğimizi ve bu teklifin CHP’den geldiğini söyledikten sonra anlattım Sayın Bakanım. Ali bana döndü, yine ‘Yani size bu teklif CHP’den geldi’ dedi. Evet dedim. Sayın Davutoğlu devreye girdi ve orta yolu buldu. Bunları o gün nasıl açıklayacaksınız? İstiyorsunuz. kazanmak.
Ben bu iki arkadaşımızın icracı ve yetkili başkan yardımcıları olacağını, bizim de danışma kurulu olacağımızı düşünüyordum. Ancak Ali Bey’in böyle bir haberi yoktu. Sonuçta biz oradan çıktık ve bu kararın arkasında durdum ve 45 ilde mitingler yaptık. Asla kabul etmeyeceğim bir şey var. Yazık, arkadaşlarıma günahtır. Nitekim YETERLİ Parti üyeleri çalıştı. Yaklaşık yüzde 10 oy alındı. Hepsi toplanırsa Kemal Bey’in oyu çıkıyor. Halkımız oy verdi. Seçimlerden önce oyumuz 17 ise 7 puan, 15 ise 5 puan partimize gitti. Seçmenlerimiz bizi cezalandırdı.
“KEMAL BEY 60 AVUKAT VERELİM, ORTAK OLALIM DEDİ. MÜMKÜN DEĞİL, AYRI AYRI GİRECEĞİZ DEDİM”
Akşener, “Pişman mısın?” sorusu üzerine şu yanıtı verdi:
“Yaptığım her şeyin arkasındayım. Doğru yapın. Deniz ve balık bilmezse halk bilir. Samimi olduğumu biliyorum. Kendim hakkında rastgele hesap defteri yapmadığımı biliyorum. Mesela , Sayın Kemal seçimden önce evime geldi, ‘Mümkün değil, yapamayız, ayrı ayrı gireceğiz.’ Ben bu partiyi bu yüzden kurmadım, ne bedel ödedik, evim basıldı, arkadaşlarımın çocukları kovuldu, tartışarak yola çıktık, dedim ki, ‘Öncelikle biz bu ittifak işinin içindeyiz. Sistemi değiştiriyoruz ama bu mümkün değil, yapamayız.”
“KAZANAN SAYIN ERDOĞAN DEĞİL, KAYIP BİZİZ”
14 Mayıs oyİYİ Parti’nin sonuçlarına ilişkin değerlendirmede bulunan Meral Akşener, şunları söyledi:
“Başardık mı? Hayır, başarısız mıyız? Yüzde yüz başarısız değiliz. Elbette hepimiz sorumluyuz. ‘Diğer 5 parti hatalı, Sayın Kılıçdaroğlu suçlu’ gibi bir şey yaşamadım bugüne kadar.
“KİMSEYE GARANTİ VERMİYORUM. O İKİ ELEMANLI PROTOKOLÜ BİLMİYORUM”
Seçim sonrasında Ümit Özdağ ile Kemal Kılıçdaroğlu arasında ortaya çıkan iki nokta protokolü hakkında bilgisinin olmadığını söyleyen Meral Akşener, “Bir yanda düşman Meral Akşener, diğer yanda güvenilmez Meral Akşener Ama bir yandan da Sayın Özdağ’ın, aralarında CHP’li milletvekillerinin de bulunduğu bu sözlerimle beraat etmeye çalışması çok ilginç. Herkes ‘İki nokta protokolünü bildiğini’ iddia ederek temize çıkmaya çalışıyor. Kimseye kefil değilim. Çok açık söyleyeyim, o iki nokta protokolünü bilmiyordum. Ama bu bizim için korkunç bir şey; ‘Protokol başka nerede yapıldı’ deniyor.
“İTTİFAK SİSTEMİ TÜRKİYE’YE ZARARLIDIR.”
İYİ Partililerin HDP üzerinden hakaretlere maruz kaldığını söyleyen Akşener, seçim sonrasında elde ettikleri sonuçları şu sözlerle dile getirdi:
“Geldiğim nokta, kutuplaşma yoluyla Türkiye’ye dayatılan 50 artı 1 ittifak sisteminin Türkiye’ye büyük zararlar verdiğidir. Bu nedenle bundan sonra bu ittifak sisteminin içinde yer almamakta kararlıyız.”
İYİ Parti Ankara Milletvekili Adnan Beker’in “6 partiyle bir araya gelseydik bakanlar kurulunu oluşturamazdık” sözlerine ilişkin Akşener, şunları söyledi:
“Son dönemde ortaya çıkanlarla ilgili arkadaşlarımız arasında büyük bir hayal kırıklığı ve öfke var. Mesela Adnan Bey sahada çalışırken şöyle deniliyor: ‘Orada temsilci alamıyorlar, olmasınlar’ İYİ Parti’ye oy verin.’ Kendisi de DEVA Partili arkadaşımız İdris Şahin’in ‘Bunlara oy vermeyin, buraya verin’ dediğini anlattı. Görünmeyen şeyler oldu. Beni ve YETERLİ Partisini düşmanlaştırarak, Sayın Kılıçdaroğlu’na bizim aracılığımızla AK Parti’den gelebilecek oylar engellendi, çanak tutuldu.”
“İSTANBUL VE ANKARA DAHİL HER YERE FARKLI GİRMEYECEĞİZ…”
Yerel seçimlerde işbirliği görüşmelerine ilişkin Meral Akşener şunları söyledi:
“Arkadaşlarımız bana ‘Bizden aldığınız yetkiyle İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlarını aday gösterdiniz. Sonra aradınız. Her iki arkadaş da kabul etmedi. Biz de gösterebildik’ dediler.’ İçlerinden biri aday olduğunu söylese giderler, kararlılık başka şeydir, kısacası arkadaşlarımız diyor ki bu arkadaşlar milletin sesini değerlendirmediler, onları karalamanıza gerek yok, övebilirsiniz. . Olur ama biz İstanbul ve Ankara dahil her yere farklı gireceğiz. Ben de öyle. Ben de buna katılıyorum. Şimdi konuyu Genel Yönetim Kurulumuz’a getireceğim.”
“İTTİFAK POLİTİKASINA KESİNLİKLE KARŞIYIM. BUNLAR İNSANLARI KUTUPLAŞTIRIYOR.”
Akşener, 26 Ağustos sonrasında İYİ Parti’nin özellikle medya aracılığıyla el kaldırmak için ayrı seçim çağrısında bulunduğu iddialarına ilişkin şöyle konuştu:
“O fotoğrafta ortaya çıkan şu: Askere gidiyorsunuz, tez çekilmiş. Bugün bu prestijle ne annem kalacak, ne babam kalacak. Ben buna hazırım. Herkes istediğini yapabilir. Ben Bu ittifak politikasına şiddetle karşıyım, bunlar insanları kutuplaştırıyor, yoksulların dertlerini konuşamıyorduk, emeklileri konuşamıyorduk, sığınmacıları konuşamıyorduk, hiçbir şeyi konuşamıyorduk. “Biz PKK’lı değiliz, Kandil bize destek vermiyor. Bunu kim söylüyorsa şerefsizdir, şerefsizdir. FETÖ konusunda benim 2018’deki durumumla aynı durumdayız. El kaldırmıyoruz kardeşim, hiçbir şey istemiyoruz.
“ÖRGÜTSEL AYARLARIMIZA GERİ DÖNÜYORUZ.”
Biz bu partiyi üçüncü bir yol için kurduk. Yani iki yumruğun ortasında kalan Türkiye’yi bu tahterevalli sistemden çıkış yolu, yeni bir nefes olsun diye kurduk. Bunu halkımıza anlatacağız. Kabul ediyor, etmiyor. Kendisine saygımız sonsuzdur. Ancak bu sıkışıklıktan dolayı milletin öngörüsünün bozulduğunu düşünüyoruz ve aslında artık örgütsel ortamlarımıza dönüyoruz.”
“81 İLDE ADAY AÇACAĞIZ”
Akşener, “Büyük olasılıkla altılı masada eski ortağınızın partisinin İstanbul ve Ankara’yı kaybetme riskini göze almaya hazır mısınız?” sorusunu yanıtladı. “Hepsini riske atıyoruz. O kadar aday çıkaracağız ki bizimkinin seçilmesi muhtemel. Mesela İzmir’de ‘Ceketini asacak CHP seçilecek’. Bir görüş var. Ümit Özlale çalışıyor an itibariyle. o da bize aday olduğunu söyledi. bugün buradan duyuruyorum. daha dün bursa’da bir ilçe başkanını, belediye başkan adayını açıklamıştık. başta il olmak üzere tüm ilçelerden aday göstereceğiz. Bursa, mesela Antalya’da bir arkadaşımız yanıma geldi ve ‘Ben aday olmak istiyorum’ dedi. ‘Çalış’ dedim. Şu anda çalışıyor. Eskişehir’de genç bir arkadaşımız var, bakacağız. 81 ilde aday göstereceğiz” yanıtını verdi.
Altaylı’nın “İstanbul’da 5 de olsa 10 da kazansak aday göstereceğiz, Ankara’da 5 de olsa 10 da kazansak aday göstereceğiz” sözleri üzerine Akşener, “Evet bunu GİK’e getireceğim. Geri bildirimimiz bu. Arkadaşlarımızdan aldık. “Bu benim de görüşüm. GİK’ten geçer geçmez son karardır” dedi.
“İSTANBUL’U ALANIN TÜRKİYE’Yİ ALAMAYACAĞINI ÖĞRENDİM”
Akşener sözlerini şöyle sürdürdü:
“2019 bir şey kazanmak için değildi. 2019 bizim teklifimizdi. Biz bu işi yaptık demiyorum. Mağdur seçmeni ayağa kaldırmak için bir teklifti ve sonuçta her şeye uyduk. Ben 30-30 yaşındayım.” yaşındaki politikacı, müzakere etmeye çalışsam ne olur. Biz bunların hiçbirini yapmadık. “Ben istemedim.
“HAYIR DİYORUZ AMA GÜZEL, HARİKA BİR CEVAP VERDİK. GÖSTERİYORLAR, KÜFÜRYORLARDI”
Akşener, yerel seçimlerde her partinin kendi adaylarıyla ortaya çıkmaya daveti ve Devlet Bahçeli’nin yerel seçimlerde YETER Partisi’ne komşu olma çağrısına ilişkin şunları söyledi:
“Sayın Bahçeli’nin komşuluk davetine hayır dedik ama nazik ve kibar bir cevap verdik. Ama başta Semih Yalçın olmak üzere herkes gösteri yaptı ve küfretti. Ben herkesi farklı bir şekilde içeri davet ettim. Girin. Bugün de Sayın Erdoğan, biz doğru bir şekilde bir aradayız, birlikte gireceğiz dedi. İlgileri gerçekten çok ilginç, bir yandan rasyonaliteleri var. Bir yandan da kesiliyorlar.”
“HAKAN FİDAN SAYINI VE HULUSİ AKAR SAYINI ARADIM, ARAŞTIRDILAR VE BİLGİ VERDİLER”
Ümit Özdağ’la yeniden bir araya gelmenin mümkün olup olmadığı veya iki partinin bir araya gelmesinin mümkün olup olmadığı yönündeki soruya Akşener, şunları söyledi:
“Zaten Ümit Bey’in çıkış saatini anlamadım. Buğra Kavuncu’ya FETÖ’cü dedi. Sonra Hakan Fidan Bey’i ve Hulusi Akar Bey’i aradım, araştırdıklarını söylediler, söylediler. O da Enver Altaylı üzerinden suçlandı. Bildiğiniz gibi Enver Altaylı Buğra Kavuncu Bunu herkes biliyor ama işin ilginç tarafı Enver Altaylı ile Özdağ Bey’in ailesi çok yakın.Varsa Ümit Bey’in kusurlarını paylaşmayacak ve Buğra’yı suçlamayacak.
“HAYATIMDA ÇOK BLACKSTAY VE TEHDİTLE KARŞILAŞTIM AMA HİÇ YAPMADIM, ÖLMEK DAHA İYİ”
Hayatım boyunca şantaj ve tehditlerle çok karşılaştım ama hiç yapmadım, ölmek daha iyi. Örneğin Sayın Özdağ, İstanbul’da ilk kez Ahmet Hakan’ın programına çıkmadan önce Lütfü Türkkan’la konuşmuştu. Daha sonra Lütfü Türkkan beni aradı ve şöyle dedi; ‘Bay. Ümit beni arayacağını ve televizyona çıkmayacağımı söylüyor.’ Ben de dedim ki; ‘Bildiğini söylemezse söyleyecek adam değildir.’ Bunun üzerine Murat Ağırel aradı, Area’nın sahibi Murat Karan aradı. Onlara ‘Ben programa çıkıp konuşmayacağım, beni arayın’ dedi. Hatta CNN Türk’te stüdyodayken onu aramam için beni aradılar. Daha sonra çıkıp Buğra Kavuncu’ya yeniden FETÖ’cü dedi. Daha sonra mahkemeye gittiler. Mahkemede “Ben öyle bir şey söylemedim” dedi. 20 bin lira tazminat cezasına çarptırıldı.”
Yerel seçimlere tek başına giremezse ne yapacağı yönündeki soruya Akşener, şunları söyledi:
“Bütün sorumluluk bana ait. Bedelini ödeyeceğim. ‘Tayyip Erdoğan’a yalan söyledi’ diyenler de dahil olmak üzere herkesin ne istediğini söylemesi umurumda değil. Biz bu partiyi CHP adaylarını seçmek için kurmadık. “